Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Kitap: HAYRİYE HANIM’I KİM ÇALDI?, Figen ŞAKACI / İletişim Yayınları

Kitap: HAYRİYE HANIM’I KİM ÇALDI?, Figen ŞAKACI / İletişim Yayınları

Kitap: HAYRİYE HANIM’I KİM ÇALDI?, Figen ŞAKACI / İletişim Yayınları

Kitap: HAYRİYE HANIM’I KİM ÇALDI?, Figen ŞAKACI / İletişim Yayınları

Aşağıdaki tanıtım yazısı Ferfir Yayınları Editörü Fatma Türkdoğan tarafından kaleme alınmıştır.

RS FM’de Serhat Sarısözen’in “Gündem Dışı” adlı programının konuğu; 30 Haziran 1971, İstanbul doğumlu yazar, gazeteci, televizyoncu Figen Şakacı; “Senaryo yazmayıp da romanlarıma kendimi verdiğim zamanlar paraya sırtımı döndüğüm zamanlardır. Türkiye’de yazar olmanın bedelini ödüyoruz.” ifadelerini kullanmıştır. “Seçim” ile “geçim” arasında tercih yapmak zorunda kalan yazar İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunudur. 1989 yılında gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik, köşe yazarlığı yaptı. Televizyona dizi senaryoları yazdı. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan “Her Doğum Bir Mucizedir” ve “Mizah Zekânın Zekâtıdır” adlı iki nehir söyleşi kitabı yayımlandı. Üçleme olarak tasarladığı roman serisinin ilk kitabı “Bitirgen” 2011’de, ikincisi “Pala Hayriye” 2013’te yayımlandı. Aynı kitaptaki “Pişti” hikâyesinden uyarladığı “Topuklu Terlik Süt Yapar” adlı tiyatro oyunu, 2017’de sahnelendi. “Bana Sevgiyi Anlat” (1996) filminin senaristidir. İletişim Yayınları etiketiyle Eylül 2017’de ilk basımı yapılan “Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?” adlı roman, kahramanı olan Hayriye Hanım’ın seksen darbesinden önce başlayan çocukluğunu, gençliğini ve yaşlılığını anlatıyor. Aynı zamanda yakın tarihin bir panoramasını sunan Şakacı, bir kadının Türkiye’de geçen son kırk yılını okuyucuya yansıtıyor. “(…) Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık… Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir h?l… Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden… Sana ne oldu, sana ne oldu, hadi çık sokağa aldırma diyordun ne oldu diye durmadan başına kakan, yıldıran… Şimdi kimim ben diye soran, susan, susan, sustuğuna suçlanan aynalar…” Deforme olmuş, ironik ve tökezlemeyi seven kadın hikâyelerini okumak isteyenlere tavsiyemdir.