gölgem yürürdü
ayların içinde,
en hızlı
at koşturan,
dağ güvercini
dedi ki
bence haziran…
bir ikindi düşümde
gördüm araf’ı.
uçsuz bucaksız çöl,
dibinde kendimi beklediğim kuyu.
elleri yarım
ve parmakları
sahibine kırılmış bir adam,
ağlardı
sarışın gölgeler
temennaya durduğunda!
dağlarda
yankılanırdı sesim
bir şosede,
gölgem yürürdü
boylu boyunca.
ağlar ve gülerdim
çok eskiden,
akşam üzerleri
ismini çağırırdı birileri!
ve ben
döner bakardım
gurubun rengi
henüz nar kızılken…