karantina suskunluğu
emeğim iki paralıktır benim,
alınıp satilmadan pazarlarda üstelik!
ölümüm rakamlardan
ibaret;
sevmek ve sevilmek ayrı serencam,
kırık dökük,
ağlamaklı…
öyle bir uyudum
ki
uyanamadım.
gökyüzünde allı pullu
turna değilim artık…
salkım saçak tellerimden vuruldum!
yorgun, kalabalık ve sahipsiz meydanlarda
göçebe gezen beyaz güvercinler
kadar sayılmazım aslında…
evler neşeli, sevecen
hem de hüzünlüdür her vakit…
gelsem gelemem.
tüm gitmeler
karantina suskunluğuna mahpus…
asılır özrüm
şafakta kurulan
sehpalarda…
ne geceler doğar üstüme,
rutubet kokan yorganlara bürünmüş.
ufacık ihtimal
sabahında aydınlık…
postmodern tanrıların ülkelerinde
yarınsız,
bilekleri kanlı spartakus.
kaldırımların
sarışınlığına kanar,
iplik iplik akar
turuncu akşamlar boyu
yalnızlığı…
ve mutlak gerçek,
ihtimallerin gölgesinde yeşeren mavi kanatlı
bir çiçek!