Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

serencamı bir ömrün

serencamı bir ömrün

eylülde yağmur ince

keskin yağdığında

pasaporttan günün ölümünü

seyeredebilirdik birlikte

belki de akşamlar tüterdi

alaca karanlık ve hüzünle

has bahçede açan gülden ziyade

 

bir cami avlusunda şadırvan

ufka kanar

güvercin tüylerinden süzülür

ağır aksak ritimler yere

yaslı kadınlar kadar narin

yitik masallar gibi derin

anlatırsın bana usulca

serencamını ömrün

 

 

söyleyemem bilirsin içimden geçenleri

kayıp gittiğinde

avuçlarımın arasından adın

 

ayva ve nar ağlamadan gülmeden

yere değer parmakları çınarın

gün ışıldar perdelerde son bir kez

son bir kez kımıldanır dalda serçe

 

kediler uyurken ne de güzeldir

 

dilek ağacından bir mendil kopardım

saçaklarda kumrular söyleşirken

susuz kaldığında mor sümbülün goncası