yoksunluğa sesleniş
adımı bohçalarım da her sabah
kayıp bir bahçedeki limon ağacının en kuytu dalına asarım
yaş otuz beşe nazire yazmak isteridm oysa
sarışın hüzünler yağdığında yere
karanlık ağıtlar açar kasımpatıların aralığa mahkum günleri
sayıklamaktan yorgun düşmüşken üstelik çınarda son kalan yaprak
“sebebim sensin” der ıslak bir çimen hercai bir buluta
“kalbini arayıp bulamadım yumuşak ve ak pak sinende
nar gibi ağladım ayva misali tebessümler saçtın gövdeme”
müphemliğe sorgudur taşa çalınmış sevdalar
hazanı kovar zemheri den firardır dilleri es ve sustur yazgının
güvercin kanadı, serçe şakıması, kumruya benzer gözleri
eskitilmiş bir heybeden kayıp düşen yıldızlar
tespih taneleri nde dolaşan parmaklara değer birer birer
kısır yağmurlar yağar çorak düşmüş bir asra
kapalı ve pusludur zemin kırk ikindilerden habersiz
kırgın yoksun unutulmuş
evvel zaman masalı esatiri evvelin
gidip de gelmemek dönüp de bulmamak kadar derin Hatice Eğilmez Kaya