Zon Kişot Dergisi Sayı 26
“Haziran”a Kilimli Halkevi’nin önünde başladık bu sene. Eksikleri olsa da, dergimizin ana gündemiydi Kilimli Halkevi. 1932’den günümüze, ülkemizle neredeyse aynı kaderi(!) paylaşan Halkevleri’nin içinde ayrı yere sahip Kilimli’yi, kendisi de Kilimli çocuğu olan Ayhan Kiraz kaleme aldı.
Evet, yine geciktik ve Mart’ın yarısından sonra olan etkinlik haberlerimizi, bazı yazılarımızı diğer sayıya bırakmak zorunda kaldık. Bizi sabırla bekleyen okurlarımıza teşekkür ediyoruz.
25. sayımızda Doğu Karaoğuz’un kitabıyla ilgili bir değerlendirme vardı. Cevap hakkı doğduğunu iletti. “Elbette” dedik; ama gönderdiği yazı, bizi kötü niyetle suçlayan ve atalarını kutsayan bir ruh halindeydi. Nesnel gerçeklikle yazmaya çalıştığımız yazıya; yine bu kıstaslarla cevap beklemiştik… Yazık ki ifadeleri nesnel değil; özneldi. Karaoğuz dergimizin ve bizim dostumuzdur. Dostlarımız değerlidir elbette; fakat toplumsal-kamusal alanda doğrularımız çok daha değerlidir.
Mimar Engin Erkin “Zonguldak Soruları”yla, kentimizin 80 yıllık imar geçmişini anımsatırken; “Ne kadermiş!” diyeceğiz bir kez daha. Kitap avcısı öğretmenimiz Şenay Özçelik Koca, birikimlerini yazıya da döküyor. Önümüzdeki sayıda bu zenginliği daha çok paylaşacağız. Güngör Şenkal Avusturya’da yaşayan bir aydınımız… Kırnapçı’nı kitabına ses veriyor. Yine, Erda Har mahlasıyla yazdığı şiirlerini okuduğumuz eğitimci Tuna Ölger… Sayfalarımıza hoş geldiler.
Amatör-politik-“Özgür Tiyatro”nun 20. Yılına katılamadık; emeği geçenlere, yazılarını paylaşanlara teşekkür ediyoruz. Dergimize katkı veren Müslüm Kabadayı ve Mehmet Ercan’ın içinde bulunduğu Bağlaç dergisinin 1. yılını kutluyoruz.
Termikçiler sayfalarımızdan hiç eksik olmayacak. Okullara kitap dağıtarak, Karagöz-Hacivat oynatarak, kanserli çocuklara oyuncak vererek, (hiç utanmadan)“temiz hava” konulu öykü yarışması yaparak; valiyle-rektörle kanka olup Zonguldaklı’yı uyutacağını sanmasın hiçbiri!
“Salt gürültü, salt mutlu gibi yapan insan (nasıl insan?) kalabalığı… Öte yüzü kavgazan, kıyıcı, savaşlardan savaş beğenen… Öldüren ve ölen; aptalca!” diyor, 82 yıllık direncini ayakta tutan; hâlâ düşünen, hâlâ üreten Gülten Akın. Ve diyor ki 2013’te yazdığı dizelerde;
“Bağışladığın özgürlüğe / yeğdir biçtiğin zından / sonsuz güzelleşecek dünya / biz kurduğumuz zaman
Bir yaz daha… Bir Haziran daha… Umutla…